17 Şubat 2015 Salı

Yine de Dünya Dönüyor



Yeni Yüzyılın Orta Çağ'ında mıyız, yoksa Orta Çağ'ın Yeni Yüzyılını mı yaşıyoruz diye düşünmeme sebep olan açıklama dün Suudi Arabistan dolaylarından geldi "Dünya dönmüyor" ve ardından gelen uçak ile ilgili açıklama.. Açıklamanın devamını biliyorsunuz, daha fazla açıklayarak daha ilk paragraftan "öf püf" dememeniz için yazmıyorum.

Gerçi böyle düşünmem için o kadar uzağa gözlerimi dikip, kulak kabartmama da gerek yok. Malum, ülkemiz bu konuda her gün yeni olaylara gebe.. Bunu da dipnot olarak buraya düşelim.  Çok severiz gözümüzün önündekini değil de, başkasına sahip çıkmayı. Yanıbaşımızda yardımımıza, ilgimize ihtiyacı olanlara değil de yedi kat ellere yardım edip, bağrımıza basmayı..

Her şey insanlar için. Elbette yardım edeceğiz, etmeliyiz de. Bununla alakalı aksi bir görüşüm veya düşüncem yok ama önce kendimize, yanıbaşımızdaki bize ihtiyacı olan insanlara elimizi uzatıp, daha sonra etrafımıza yardım edebiliriz düşüncesi içerisindeyim. Bunu belki şu şekilde açıklayabilirim. Çocukken sahip olduğunuz değerli bir oyuncak olduğu varsayalım. Bir de  evinize misafir olarak annesi ve babası ile gelen başka bir çocuk daha gelsin. İki kolunun arasında sımsıkı tuttuğu bir oyuncağı olsun. Onu nasıl sahiplendi, ne kadar istediniz değil mi o oyuncağı? Onu bu kadar değerli yapan neydi, sahiplenilişi.. Kendi oyuncağınızı bir kenara fırlattınız ve diğer oyuncağı almak oldu bütün gayeniz. Halbuki elinizdekinin kıymetini bilseniz, ne bu kadar öke, ne ağlama, ne kıskançlık yaşamayacaktınız. İnsanoğlu kaybetmeden sahip olduklarının değerini anlayamıyor pek maalesef, özellikle bu coğrafya içerisinde.

Neyse, gelelim konumuza..

Bazen bende istediğim şeylere doğru giderken, bana doğru aynı anda gelsinler ve aynı noktada buluşalım istiyorum. Sonuçta Uçak Çin'e gidiyor ise, Çin de uçağa doğru gitmeli öyle değil mi? Ortak bir nokta yahut tam tersi, ben  ona doğru gidip, onu istiyorsam eğer, benim bir adım atmam yeterli, o zaten geldiğimi biliyor mutlaka bana doğru gelecek. Böyle bir dünya var mı gerçekten? Bu açıklamalar insanlıkla mı yoksa kendi ulusuyla mı alay ediliyor düşüncesini sorgulamama sebep oluyor. 

Dünya dönmüyor ya hani, peki şimdi bundan sonra, dünyanın kendi etrafında döndüğünü sananlar ne yapacak? Onları da inandırmak güç.. Zaten yıllardır böyle insanlara, zannettiklerinin olmadığını söyleye söyleye dilimizde tüy bitti ama bu şekilde düşünen ve hayatımızın biraz içerisinde, çokça dışarısında olan bu insanlar bu olayı kabul eder mi? "Dünya benim etrafımda dönmüyormuş! Saçmalama canım!"

İnsanın hayal gücünün sınırları yok efendim. Bugün başka bir düşünceye, yarın başka bir düşünceye hatta bazen kendi söylediği şeylere yeri geldiğinde kendi bile inanmış olarak karşımıza çıkıyor. Kısaca eğer, yeterince isterse insan, kendini bile kandırabiliyor. Bu fikrin de buradan geldiğini düşünüyorum.


Kısa bir anektodla konuyu bağlamak istiyorum.  Galileo Galilei "Dünya dönnüüyyooorr" diye kendini meydanlara attığında, konuyla ilgili kitaplar yazmaya başladığında ve etrafındaki kişileri bu konu hakkında bilgilendirmek istediğinden dolayı, 16. yy'da Kilise tarafından bu teorininin Kutsal Kitap'ta Yeşu'nun Güneş'e hakaret etmeme emri vermesine ters düşmesi sebebiyle, engizisyon mahkemesi önünde sorguya çekilmesine sebep oldu.


Engizisyondan çıkan karar, bu teorinin asılsız ve dine aykırı olduğuna yönelikti ve Galilei bu teorisini inkar ederse, idam edilmekten kurtulacaktı. Bunun üzerine Galilei "görmedim, duymadım, bilmiyorum" diyerek kendini idam sehpasından çekip almıştır.
Özgürlüğüne doğru yol alırken, kendi düşüncesini yine de savunma iç güdüsüyle, mahkemeye doğru dönerek "ama yine de dünya dönüyor" demiştir.

Efendim ne demiş Nilüfer? Ne de güzel söylemiş, "Dünya dönüyor, sen ne dersen de!" Hatta hep beraber, yeniden bağıra çağıra söyleyerek Nilüfer'in güzel ve kuvvetli sesine eşlik edelim!


 


Etrafınızdaki herkes gibi düşünmek zorunda değilsiniz. Evet hepimiz insanız, ancak hepimizin farklı bir doğası var kendince. Bugün dünyaya baktığımızda da ve bir şeyleri okurken fark ettiğimizde, dünyayı değiştiren insanların kendi fikirlerini bırakmadıklarını, gidebildikleri yere kadar gittiklerini, yenilseler de tekrar tekrar denediklerini görmekteyiz.

Yine de yıl olmuş 2015, hala inanmıyorlar.. E o zaman ne diyelim? Neye inanmak istiyorlarsa, ona inansınlar..





3 yorum:

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Resimli, müzikli, esprili, samimi ve derin araştırmalı, bilgilendirmeli yazıların çok güzel; kesinlikle devam etmeli.

    YanıtlaSil