3 Şubat 2015 Salı

Gerçek Zamanlı Pazarlama ve Markalar


Bugün ele alacağımız konu, gerçek zamanlı pazarlama.. Gerçekten dikkatli bir şekilde gündem takip edildiğinde, doğru yerleştirmeler ile markaların ilerleyebileceği oldukça önemli bir pazarlama yöntemi.

Kısaca gündem size ne yapmanız gerektiğini sunuyor, size de bunu doğru bir şekilde kullanmak kalıyor. Yani evren daha ne yapsın? Size hedefinizi tam on ikiden vurmanız için yardımcı oluyor. Tabi bunu görebilmek ve doğru yorumlamak da tamamen sizin yaratıcılığınıza kalıyor.

Gerçek zamanlı pazarlama, çok kısa da olsa bahsi geçmesine rağmen, markaların gündemde olan gelişmeleri takip ederek, tüm bunlara paralel olarak içerik, reklam ve ürün yerleştirme yoluyla hedef kitlenize ulaşmanızı sağlayan keyifli bir strateji olduğunu söyleyebiliriz.

Markalar, gerçek zamanlı pazarlama sayesinde, hedef kitlesinin daha aktif olduğu platformlarda, dialoglara aktif katılım sağlayarak doğrudan iletişime geçmektedir. Özellikle, Twitter bu taktiğin kullanıldığı ve yine kullanılmaya devam edeceğini öngördüğümüz, markaların daha çok ekmek yiyeceği sosyal mecra olduğunu kesinlikle söyleyebiliriz.


Bu taktiği kullanan markalar elbette var, ancak naçizane daha başarılı bulduğum iki marka var. Bir tanesi Caramio, bir diğeri de Oreo ile Çaykur arasındaki daha çok dikkatimi çekti diyebilirim.

Ülker markaları yaklaşık 4-5 ay önce gerçek zamanlı pazarlama ile ilerleme kararı almış, ve bu kararın ardından yıllar sonra yıldızı parlayan ürünü, Caramio'da en üst noktasına ulaşmıştır. Ülker tarafından alınan bu karar aslında, sadece tek bir ürünlerine yönelik de olmamıştır. Tüm ürünlerinin yeri geldiğinde birbiri ile iletişim halinde olması da önem teşkil etmekteydi. Bunun en önemli nedenlerinden bir tanesinin de aslında ürünleri arasında "yamyamlık" olmasını istemediği için olduğunu belirtebiliriz.

Hedef kitleye verilen cevaplar, aslında gençlerin dilinden ne kadar iyi anladıklarını da göz ardı etmememiz gerektiğini de gözler önüne sermekteydi adeta.   Madem bu kadar bahsettik, o zaman birkaç güzel örnekle ne demek istediğimizi daha çok belirtelim;





Kuzenler burada da karşımıza çıkıyor. :) Hedef kitlenize hitap ederken, aslında onları çok iyi tanımanız ve iletişim dillerine de ayrıca hakim olmanız gerektiğini önemli bir göstergesidir aslında, aşağıda marka tarafından verilen geri dönüş.




 Ülker markaları arasında "yamyamlık" olmasını istemediği gibi, markalarının özellikle birbiri ile iletişim halinde olmasına da özen gösteriyor.


Şimdi geldiğim diğer bir nokta ise, yazının en başında bahsi geçen Oreo ve Çaykur arasındaki iletişim.

Oreo, Türkiye pazarına yeni giren bir marka. Geleneksel medya ve dijital medyada çalışmalarını yürütmeye devam ediyorlar.  Onun öncesinde çok ama çok kısa bir noktaya daha değinmek istemekteyim.

Bir ürünü yeni girdiğiniz ülke pazarına nasıl entegre edileceği ve sosyokültürel etkilerin atlanmamasını öneminden ilk yazımda uzun uzadıya bahsetmiştim.  Oreo'nun sosyal medya yönetiminde yaptıkları ise, Türk toplumunun sosyokültürel etkilerini çok iyi bir şekilde kullanmaktır. Yani tam olarak sosyokültürel etkiler üzerinden ilerlemektedirler. Ne kadar iyi bir ürün üretmiş olursanız olun, bu etkiyi atladığınız takdirde çuvallayacağınızın güvencesini tamamen size verebilirim.

Ayrıca illere özel içerikler üretmelerinin de oldukça hoşuma gittiğini  de eklemek isterim.

Oreo'nun sosyal medyada neler yaptığına ve yapmakta olduğuna buyrun hep birlikte göz atalım.
 

Aslında, şöyle bir bakıldığında Oreo'nun bizi tavlamış olduğu gözükmüyor mu? ;)



İllere özel içerikleri ise şu anda sadece İstanbul ve Manisa ile sınırlı ancak resmi Twitter hesabından diğer tüm içeriklere ulaşabilirsiniz. Yalnızca bir tık ötenizde :)



Halay'ın her yere götüreceğinin farkına da varmamış değiller hani ;)

Ve işte uzun uzadıya bahsettiğim Çay kültürü ile çıkılan muhteşem içerik ve Çaykur'dan gelen hoş karşılama :)





Bundan sonra Oreo'nun sıkı takipçisiyim, bakalım başka neler yapacaklar? merakla bekliyorum. :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder